Haftasonu Rotası: Danamandıra Tabiat Parkı

Sonbahar her geldiğinde “Keşke Yedigöller’e gidebilsek..” diye diye yıllar aktı geçti. Vakit, nakit, fırsat gibi etkenler uymadığından hep ertelendi, gönüllerde yer etmeye devam etti. Şans eseri  rotamız Danamandıra’ya döndü ve Yedigöller’i oraya gitmeden yaşadık.

Havalar soğumadan İstanbul’da görebileceğimiz, keşfedilmeyi bekleyen hazineler var mı diye ararken, bir süredir görmek istediğim Durusu, Terkos Gölü‘ne gittik. Sosyal medyada sürekli karşıma çıkan, beklentimi oldukça yükselttiğim bir yerdi. Orman, göl, doğa vs. beklentisiyle yola koyulmuştuk ve hepsi de Durusu‘da vardı. Fakat, sanki zorlama gibiydi. Saatlerce oturabileceğimiz bir ortamı, yürüyüş yapabileceğiniz nezih bir alanı, temiz bir çehresi yoktu. Hüsranla nereye gidebiliriz derken yakında Danamandıra vardı ve ani bir kararla oraya doğru sürdük.

Sazlıklar

Danamandıra‘ya doğru giderken yollar öyle sessiz, öyle sakin ve öyle çekici oluyor ki, daha varmadan büyülendik. Ağaçların içinden sonbaharın da verdiği esintiyle yavaşça süzülerek sürdük. İçerisi sizi güleryüzle karşılayan bir işletme tarafından yönetiliyor ve giriş için 27 TL talep ediliyor. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren ruhunuz dizginleniyor ve etraftaki tüm sazlıklar sonbahar esintisiyle hafif hafif sallanıyor.

Hızlıca kendimize yer seçip yürüyüşe geçmek için sabırsızlanıyorduk. Her taraf tertemiz ve sakindi. Gölün kenarında ve içerideki ağaçlık alanda masalarla piknik yapma imkanı sunuluyor. Fakat şehre uzak olması ve giriş ücretinden dolayı içerideki kitle biraz daha iyi hissettirdi.

Hızlıca gölün üzerindeki ahşap iskeleye doğru sazlıkların arasından yürüdük. Manzarayı gördükçe oradan uzunca bir süre ayrılmak istemeyeceğimi ve sonra yine, tekrar tekrar gelmek isteyeceğimi anladım. Burada ne kadar çok fotoğraf çekinsek az, ne kadar çok anlatsam az, gitmeden ve görmeden oradaki huzur size aktaramam. Göldeki balıklar, nilüferler, sazlıklar, ilerideki rüzgar gülleri ve ortamın dizginliği. Daha ne istenebilir ki?

Balık mı tutmak istiyorum? Tam yeri. Sandalyemi alıp saatlerce kitap okumak mı? Tadından yenmez. Ailecek kahvaltı mı? Müdavimi olunur.

 

Biraz uzak, biraz zahmetli fakat vakit bulduğunuz ilk fırsatta gitmenizi şiddetle tavsiye ederim. Haftasonu günübirlik bir rota için Belgrad, Sarıyer veya kalabalık herhangi bir İstanbul noktası yerine buraya gitmek çok daha iyi bir tercih olacaktır.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum.

Sonraki rotalarımızda görüşmek dileğiyle.